11 Eylül vak`ası beşinci yılına giriyor. Yine bir 11 Eylül yıldönümü ile karşı karşıyayız. Durumdan vazife çıkartan Bush, 11 Eylül`den sonra terör üzerinden yeni bir düzen kurmak istedi. Bügün gelinen noktada ise bırakın dünyaya nizamat vermeyi kendi hanelerinde nizama ihtiyaçları olduğu anlaşıldı. Evlerinin içini düzeltmeleri gerektiği New Orleans vakasıyla birlikte iyice anlaşıldı. Bu gibi haller için yüzyılların gerisinden Ziya Paşa şöyle seslenmişti: `Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat, Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde.` Sanki Ziya Paşa bunu bizzat Bush için söylemiş gibidir. Bush, yerin kulağı olsa da bunları duysa. 11 Eylül`den sonra inşa etmeye çalıştığı doktrin veya akide de çökmüştür. 11 Eylül yıldönümü öncesinde Amerikalı zencilerin `Amerikan sisteminin Tom Amca`sı olarak nitelendirdikleri Powell`dan da bir vicdan muhasebesi ve itirafı geldi: Sicilimde Irak lekesi var. Bu skandal için `Watergate`den daha beter` deniliyordu. Bu beter durumu Bush ve ekibi irtikap etti. Skandalın ötesinde Bush`un beceriksizliği de büyük. Sözgelimi, New Orleans`taki facia için Irak`tan daha beter (Amerikan medyasında, `worse than Iraq` deyimi kullanılıyor) deniliyor. *** Bush`un kurmak istediği sistem içeride ve dışarıda dökülüyor. Kurmak istediği sistemi bina etmek istediği eylem; 11 Eylül saldırısı idi. Bu saldırının birçok yönü hala karanlıkta. İlk günden itibaren Fehmi Koru gibi kuşku meraklıları ve takipçileri eylemin gerisinde MOSSAD parmağı aradılar. Bizzat eylemden MOSSAD sorumlu olmasa da eyleme kalkışanları yakın takipe aldığı ve eylemi önceden bildiği tespit edildi. Ama bu bilgileri ABD ile paylaşmamıştı. Belki de paylaşmasına gerek de yoktu. Çünkü ABD`nin de aynı amaç doğrultusunda kendi kaynaklarından eylemi önceden haber aldığı ve kulağının arkasına yattığı biliniyor. Amerikan sistemi içten hackerlanmıştı. Sistem kavgire dönmüştü. Bazı müteferrik bilgilerin ve ihbarların kesinlikle resmi olarak üstlere duyurulması engellenmiş. Askeri istihbarattan bazılarının önceden haber aldıkları bilgileri Pentagon`a ulaştırmaları engellenmiş. Sibel Edmond`un itirafı da aslında CIA, FBI`nın bu örgütlerle içiçeliğini gösteriyor. MOSSAD, eylem öncesi Muhammed Atta ve arkadaşlarını adım adım takibe almış. 11 Eylül ile MOSSAD bağlantısını ilk nazara verenlerden birisi, 11 Eylül`den sonra Amerikan milliyetçiliğini körükleyen kanallardan birisi olan Fox News`ten Carl Cameron oldu. Cameron 11 Eylül`den sonra 60 civarında İsrail`linin gözleme izleme faaliyetlerinden dolayı sorgulamaya tabi tutulduklarını ve bunlardan bir kısmının yalan makinası aracılığıyla doğru söylemediklerinin belgelendiğini duyurmuştu. Paul Kurzberg bunlardan birisi. Sorgulamalardan geçirilenler muhtemelen 60 kişi olsa da Atta ve arkadaşlarını takip eden MOSSAD ekibinin 120 ile 140 kişiden oluştuğu biliniyor. Amerikan ve İsrail kaynakları bu haberleri yalanlasa ve bunları, `anti semitik faaliyetler` kategorisinde değerlendirse de, basın bu bağlantının peşini bırakmadı. Sözgelimi BBC, Die Zeit ve Le Monde gibi saygın basın kuruluşları yılmadan bu iddianın peşine düştüler. 120 civarında `güzel sanatlar öğrencisi` kılıklı MOSSAD ajanının adım adım Muhammed Atta ve arkadaşlarını eyleme kadar takip ettiklerini ortaya çıkardılar. MOSSAD ajanları özellikle grubun lideri Atta ve Mervan Şeyhi`yi Florida`daki Hollywood kasabasında tuttukları dairede bile takip altına almışlar ve 24 saat boyunca gözetlemişler. İngiliz, The Sunday Herald gazetesi MOSSAD`ın bu Kaide elemanlarını daha ABD`ye ulaşmadan takibat altına almış olduğunu ortaya koyuyor. Buna Hamburg safhası da dahil. 120 kişilik İsrail ajanları Atta ve arkadaşlarını takip için 4`er ve 6`şarlı gruplara ayrılmışlar.11 Eylül`e kadarki MOSSAD ajanlarının bu faaliyetleri sır olarak kalmış. Mahiyeti anlaşılamamış. 11 Eylül`den sonra ise onların amaçlarını Fransız istihbaratı yine Amerikan kaynaklarına dayanarak deşifre etti. El Ahram`dan Şerif Gamri`nin sorguladığı gibi, 11 Eylül ile MOSSAD arasındaki bağlantının ortaya çıkarılmamasının nedeni Bush`u yönlendiren neocon ekiple İsrail arasındaki mahrem ilişkiler midir? İlginçtir 11 Eylül`e en fazla sevinen iki taraf var. Bunlardan birisi İsrail diğeri de Bin Ladin. Neden acaba? 11 Eylül`den sonra New Jersey`de Hudson nehrinin üzerinde duran 2`si MOSSAD ajanı 5 İsrailli saldırıdan sonra ellerindeki kamerayla birlikte bayram yaparken yakalanmışlardı. Dönemin İsrail Başbakanı Netenyahu da bu saldırıların Amerikan-İsrail ilişkilerinin gelişmesine ilaç gibi geleceğini söylemişti. Sırlar ilanihaye gizli kalamaz. 11.09.2005
Not ; Alıntıdır