İsrail`in ünlü gizli servisi MOSSAD ile ilgili hangi kitaba bakarsanız bakın bir Amerikalının adını muhakkak görürsünüz: James Jesus Angleton...
İçine kapalı, oldukça tuhaf ve sanki doğuştan istihbaratçı olduğu söylenen bu Amerikalı İkinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupa`da faaliyet gösteren kısa adı OSS olan Amerikan dış istihbaratının en önemli adamıydı. Angleton, görevi sırasında Yahudi kaynaklarla Londra ve Roma`da çok yakın ilişkiler kurmuş, bunlardan çok faydalanmıştı. Yakın ilişkilere sahip bu Yahudi ajanların çoğu da savaştan sonra kurulan Yahudi devletinin istihbarat servisinin nüvesini teşkil etmişti tabii. OSS savaştan sonra lağvedildi, yerini CIA aldı; ama CIA de OSS kadrolarının büyük bölümünü muhafaza etti. Angleton kurulan bu yeni teşkilatta da önemli bir adam oldu; karşı istihbarat bölümünün başına geldi. İşte bu yeni ve çok önemli görevinde Angleton eski Yahudi arkadaşları, yeni İsrailli vatandaşları arkadaşları ile yeniden temas kurdu ve bu temaslar CIA ile MOSSAD arasındaki özel ilişkiyi resmen başlatmış oldu. 1951 yılında başlayan bu yeni ilişki Amerikan istihbarat camiası tarafından `İsrail Hesabı` olarak bilinir, anılır. Angleton açtığı bu hesabı çok iyi kullanır. Hesap sayesinde hem CIA`deki kendi konumunu güçlendirir ve hem de genel anlamda Amerikan istihbaratına faydalı olur. Angleton, özellikle en büyük düşman olarak gördüğü Sovyetler Birliği`ne karşı yürüttüğü istihbarat faaliyetlerinde Sovyetler Birliği`ndeki Yahudi bağlantılarından çok faydalanır. Kruşçev`in Stalin`i zemmeden ünlü konuşmasının elde edilmesi bu bağlantıların en önemli örneğidir mesela. Angleton, İsrail`in dünyadaki Yahudi bağlantıları sayesinde gücüne güç katarken İsrail de hem Amerika`nın ve hem de Angleton`ın istihbarat gücünden azami faydayı sağlar; o da bu bağlamda gücüne güç katar; özellikle teknik istihbaratta CIA`den çok önemli imkanlar elde eder. Kısacası `alanın da verenin de çok memnun olduğu` bir dönemdir Angleton`ın `İsrail Hesabı` dönemi. Ne var ki, her dönem gibi bir gün bu dönemin de sonuna gelinir. Angleton`ın CIA`deki başhasmı William Colby 1973 yılında CIA başkanı olduğunda ilk işi olarak `İsrail Hesabı`nı kapatır ve böylece Angleton`ı CIA`den safdışı etmede ilk adımı atar. Sonuçta Angleton 1974 yılında CIA`den buruk ve kırık bir halde ayrılmak zorunda kalır ve tabii `İsrail Hesabı` yıllarca kapalı kalmaya devam eder. Bu hesabın kapalı kalması CIA ile MOSSAD arasındaki ilişkilerin tamamen rafa kaldırıldığı anlamına gelmez; ilişkiler elbette devam eder; ama belli alanlarda, belli boyutlarda olur ve bu ilişkiler bugüne kadar asla Angleton dönemindeki gibi olmaz... CIA ile MOSSAD arasındaki belki de en canlı, en tatlı dönemi temsil eden `İsrail Hesabı` dönemi yeniden başlıyor, hesap yeniden açılıyor galiba. Önemli istihbarat kaynakları MOSSAD Başkanı Efrahim Halevi`nin 4 Şubat`ta Washington`a yaptığı son derece gizli tutulan ziyaretinin ve CIA Başkanı George Tenet ile yaptığı önemli görüşmenin buna işaret ettiğini söylüyorlar. Bu kaynaklar ayrıca, Tenet ve Halevi`nin terörle mücadelede yeni işbirliği imkan ve düzenlemeleri üzerinde durduklarına, MOSSAD`ın bazı bölgelerde CIA adına `komisyonculuk` yapmasının ve CIA`in Özel Operasyonlar Bölümü`nü yeniden tesis ederek bunun iki istihbarat teşkilatı arasındaki özel ilişkileri düzenlemesinin söz konusu olduğuna da işaret ediyorlar. Bu `istihbaratlar`ın ışığında CIA`in Rus istihbarat servisleri ile de aynı tarz düzenlemeler yapmayı planladığı, bu konudaki görüşmelerin çoktan başladığı da söyleniyor ayrıca. Bütün bunlar 11 Eylül saldırılarının sonucu oluyor tabii. 11 Eylül`ü yapanların en önemli amaçlarından birisi Amerika ile İsrail arasındaki özel ilişkileri değiştirmek, Amerika`yı İsrail`den uzaklaştırmaktı; ama sonuç şimdilik tam tersi bir durumu doğuruyor. Açılan `İsrail Hesabı` bunun belki de ilk adımı...