DTP davası kararının, yeni koşullara uygun bir düzenlemeyle sonuçlandığı kanısındayım. Süreci, İmralı koşuluna bağlayan bir sonuç ortaya çıktı. Burada dikkatimi çeken bir seçeneğe doğru gidiyoruz. Devletin olmadığı güneydoğuda, halk kendi ayrışmasını ve tercihini ortaya koyacak bir seçime doğru gidecektir. Bundan sonra, güneydoğuda, seçeneği ya bölücü siyasetin çatışma iklimi ya da emperyalizme karşı birlikte sorunları çözme noktasında ayrışmaların yaşanacağı olaylara tanık olacağımızı düşünüyorum. Fakat bu bedelin koşulları ağır yaşanacağa benziyor.Bu ayrışmanın Türkiye içinde bütünleşmeye bir fırsat yaratacağını tahmin ediyorum.
Nurtopu Gibi İki DTP'ye Doğru
Cumhuriyet tarihinde verilen 25. kapatma kararı DTP'ye nasip oldu. Kapatılmak için elinden geleni ardına koymayan ve bu konuda AB'nin demokrasi standartlarını bile zorlayan DTP'nin kapatılmasına sevinmekte erken davranmamak lazım.
En azından Emine Ayna'nın sizden daha fazla sevindiğine emin olabilirsiniz.
Anayasa Mahkemesi ; AKP kararından sonra kamuoyuna ikinci bir kavisli top attı.
Haşim Kılıç ; artık alışık olduğumuz üzere çıkıp, bir siyasi parti başkanı gibi konuştu ve siyasetçilere "partiler arası diyalog yolu" kapanmamalı mealinde aslında üstüne vazife olmayan mesajlar verdi.
Hukukçu olarak yapması gereken tek açıklama; "DTP şu kadar oyla kapatıldı" deyip, yine Anayasa'daki açık hükme rağmen okuması gerektiği halde okumadığı gerekçeyi açıklamak veya özetlemek olmalıydı. Bu tarz bir açıklama geleneği ile, duyduklarımızın Haşim Kılıç'ın şahsi görüşlerini mi , yoksa mahkemenin ortak aklını mı temsil ettiğini ; Haşim Kılıç'ın hukukçu mu, siyasetçi mi olduğunu ayırtetmek zorlaşıyor.
Anayasa Mahkemesi bu kararla, Türkiye'de üstüne vazife olmadığı halde siyaset inşa eden kurumlar listesinde yerini sağlamlaştırmış oldu.
DTP kararını geciktirdiği yolundaki eleştirilere, edebi üslubunu konuşturmak dışında pek bir yanıt veremeyen Anayasa Mahkemesi'nin, DTP kararını tam da "açılımın" tıkandığı döneme getirmesi bu manidarlığı daha da arttırdı. DTP-sever, yazar-kasa tayfasının "komplo teorilerine prim vermem ama" diye girizgah yapacakları komplo yorumlarında artış göreceğimize emin olabilirsiniz.
Bütün zamanlama ve üslup sorunlarının ötesinde Anayasa Mahkemesi kararının içeriği DTP'yi kapatmamış, yeniden organize etmiştir.
Bu kararın kilit noktası Emine Ayna'dır.
Parti içinde temsil ettiği kanat; Emine Ayna'yı, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk gibi isimlerden ayırmaktadır. Keza ele alınan isimlerden sadece ikisinin milletvekilliğinin düşürülmesi, DTP'yi Emine Ayna gibi bir ismin temsil ettiği kulvar çerçevesinde Mecliste yeniden organize etme şansını doğurmaktadır.
Devletle aktif müzakere içinde değişimi öngören uzlaşmacı kanat ile devletle kopuşu temsil eden kanat arasındaki çekişmede Anayasa Mahkemesi'nin kararı dengeleri değiştirmiştir.
AKP ile karar ne kadar Tayyip Erdoğan'ı zincirlediyse, DTP ile ilgili karar o kadar DTP içinde Emine Ayna'nın temsil ettiği kanadı özgürleştirmiştir.
DTP içi kanatlaşmayı, bölgedeki uyuşturucu/kaçakçılık ve şehirleşme rantının temsilcileri arasındaki gerilimin ince damarlarına kadar ayrıntılandırdığımız takdirde ise resmin çok daha karmaşıklaşacağına emin olabilirsiniz.
Şehirleşme rantı, iç dinamikleri gereği, "huzuru" ve terörün tasfiye edilmesini gerektirirken; uyuşturucu/rantı arazide ve geçiş yollarında gerçekleştirdiği alan boşaltmaları ve hareket alanını genişleten devlet/toplum içinde beslediği başıbozukluk nedeni ile terörü ve karışıklığı tercih eder.
DTP bu iki rant alanının kesişme ve çatışma alanıdır aynı zamanda.
En son kararla bugüne kadar "dengede" duran dengeler bozulmuş ve yeni DTP'nin temeli atılmıştır.
Tarihin en önemli kuralının şaştığı ender görülmüştür: Kötü para iyi parayı kovar
Sermaye birikiminin tezahürü olan siyasi dengeler DTP'nin doğurmasını şart koşmaktadır ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı ebelik görevini üstlenmiştir.
"Dağ"lı uyuşturucu sermayesinin, şehirli "arazi" sermayesini tasfiye edeceği bu sürecin sonunda nur topu gibi iki DTP'miz olacağına emin olabilirsiniz.
Tayyip Erdoğan'ın Mahmur Kampı'nı TOKİ'leştirme hayalleri şimdilik sekteye uğrayacak olsa da; Dicle manzaralı villalarda; zamanında Erciyes manzaralı villlarda yürütülen "siyasi" planlar benzeri ayrışma senaryoları ele alınmaya başlamıştır bile.
Emine Ayna'nın etekleri zil çalarak ilan ettiği üzere "Açılım" bitmiştir; "Ayrışma" süreci başlamıştır. Fakat içimizden bir ses; DTP içi bu "Ayrışma"'nın Türkiye içi bütünleşme adına hayırlı olacağını söylemektedir.
Kaynak: Açık İstihbarat